2 Haziran 2014 Pazartesi

Capri ve Amalfi kıyıları.

Yazmaya karar verdim. Muhtemelen yaptığım seyahatlerle ilgili olacak. Senelerdir değişik ülkelere giderim ama açıkcası yazmak hiç aklımda yoktu. Oysa bir ülkeye giderken mutlaka blogları okur ve faydalanırım. Gittiğim ülkeler hakkında ne tarz bilgi vereceğimi henüz bilmiyorum. Sanırım yazdıkça ortaya çıkar.
Capri ve Amalfi kıyılarına gidiyoruz. Dört günlük bir seyahat ve Napoli 'den başlıyoruz. Napoli'ye Alitalia Havayolları ile Roma üzerinden geçtik. O kadar çok havalimanında bulundum, Roma havalimanı kadar kalabalık olanını sanırım görmedim. Sanki konser var herkes gelmiş.
Roma Napoli arası 35 dakikalık kısa bir uçuş.Napoli Havalimanı tahmin ettiğim gibi ufak bir havalimanı.Mayıs sonu ama şansımıza hava yağmurlu. Bakalım yağmurda Amalfi, nasıl?!!..Havanın güneşli olacağına kendimi öyle bir şartlamışım ki, valiz hazırlarken hava durumunu kontrol edip, yağmuru görmeme rağmen kapalı ayakkabı koymadım!!!! Neyin inadıysa bu!!!!
Napoli Havalimanından kiraladığımız arabayla sağanak yağmur eşliğinde Ercolano kasabasına gittik. Önce Viva lo Re adlı bir restaurant'da güzel bir yemek yedik ve oradan 10 dakikalık yürüyüşle Herculaneum antik kentini gezdik. Kesinlikle görülmeye değer bir Roma şehri. Vezüv Yanardağının  MS 79 yılında patlamasıyla lavların altında kalmış bir şehir... Pompei ile kader arkadaşı. Oldukça büyük sayılır. Birbirine paralel sokaklar ve duvarlarında freskler,yerlerinde mozaikler olan zenginlerin evleri ve onların şaraphaneleri,hamamları...Binalarda daha çok volkanik taş kullanılmış ama cephelerin çoğu hiç şüphesiz mermer sütunlarla süslüymüş...Henüz okullar yaz tatiline girmediği için olsa gerek çok az insan vardı. Şehri görmek için 1.5 saat yeterli diye düşünüyorum.
                                                     
Herculaneum
Şansımıza yağmur durdu,yoksa durumumuz fena olurdu. Oradan çıkıp, arabaya atladığımız gibi Amalfiye doğru yola çıktık. Evet söyledikleri gibi yol çok dar ve insanlar kötü araba kullanıyor ama görmeye değer. İl Postino filminin bir fragmanını izliyormuş hissine kapıldım.  Yeşil dik yamaçlar, balkonlari çiçek dolu, panjurlu renkli evler,üzüm bağları ve limon ağaçları. Limonlar bu arada abartısız kafam kadar.Meşhur limoncellolar demek ki, bu çeşit limondan oluyor. Bu arada denedik ve biz beğenmedik. Bol şekerli ve alkollü kolonya gibi!!!!                                        
                                                               
Limoncello ve limon sabunları
Otelimiz Amalfi'de olduğundan ertesi gün Capri'ye feribota bindik. Gidiş dönüş 40 euro kişi başı. Capri' ye mutlaka gidilmeli. Adaya ilk varınca limanda şöyle bir dolaşmak ve sonra arka sokaklardaki dükkanlardaki zevkli ürünlere bakınmak ilk iş... Meydanda solda Restauranti Pullali Wine bar var... Yemekler ve özellikle mozarrella de bufalo son derece lezzetli ayrıca meydan manzaralı keyifli bir terası var.

Ana Capri
Oradan taksiyle Ana Capri'ye geçtik.Teleferike bindik. Ama bizdeki gibi beş altı kişilik olanlardan değil. Tek sandalyeye oturup uçmaca!!!!! Çok keyifli ama yükseklik korkusu olanlar iki kere düşünsün... Tepeye vardığınızda harika bir manzara ve hoş bir cafe mevcut.

Ana Capri Teleferik


Ana Capri'de, Restaurante la Giara nın yemekleri iyi görünüyordu. Auraro Restaurant da belli ki, geceleri dolu ve eğlenceli bir mekan. İç dekorasyonu çok hoşuma gitti.... Capri'de genellikle mağazalar çok şık ve güzel ürünler var. Biz kalmadık ama bence adanın tam anlamıyla keyfine varmak için bir yada iki gece kalınabilir.
Bu arada Ana Capri deki San Michele Kilisesi'nin yer mozaikleri görülmeye değer. Adem ve Havva'yı elmayı yemeden önce görüntülemişler:))))


San Michele Kilisesi
Gelelim Amalfi'ye, son derece sevimli ve küçük bir kasaba. Ara sokaklara girip güzel restaurantlar keşfetmek keyifli. Bu arada, Mayıs sonu olmasına rağmen bize biraz kalabalık gözüktü yazın nasıl olur tahmin bile edemedik. Kesinlikle ya ilkbahar ya sonbaharda gelmeli. Sadece yoldaki trafik açısından değil, kasabalarda da yürünecek yol bazen bir tane ve neredeyse sırayı takip ederek yürüyorsun. Özellikle Positano'da.

Amalfi

Positano, inanılmaz romantik bir sahil kasabası orada da kalmak hoş olur. Tabii kalabalık olmayan dönemlerde. Güzel sanat galerileri ve hos restaurantlar var.Bu arada,şayet araba ile gidecek olursanız, Positano'nun içinde biraz pahallı olmakla birlikte bir sürü otopark var.

Positano

Seyahat boyunca aklımda sürekli Ferzan Özpetek'in filmleri.Hatta mucize olsa ve yan masada otursa sonra Türkçe konuştuğumuzu duyunca oradan muhabbete başlasak!!!! Ümit dünyası işte!!!:)
Ne diyorduk??? Yemekler diyelim. Tabii ki, süper.Genelde her çeşit pasta yani makarna, pizza, deniz ürünleri ve et. .Mozarella peynirini normalde sevmememe rağmen itiraf edeyim orada yediklerimi beğendim. Hani şu mozarella de buffalo olanını. Aslında bence buralarda sık sık yenmesi gereken şey dondurma. Gerçekten çok lezzetli. Bol çeşit oluşu da bonusu!!!!



İsmini bilmemekle birlikte harika bir yeşil zeytin var. Yeşil erikle zeytin arası bir şey.... Erik gibi görüntüsü ve kütür kütür sesi ama tadı zeytin tadı bayıldım,şiddetle tavsiye ederim.
Tüm bu sahil kasabalarını biz arabayla gezdik ama bu bölgede araba yoksa da hiç sorun yok. Hatta belki olmaması daha rahat.bütün bu kasabalara deniz yoluyla ulaşabilirsiniz hem keyifli hem rahat... Ya da çok sık otobüsler var ve gayet medeniler.

Amalfi Kıyıları
Sorrento'ya gelince, büyük bir şehir. Güzel bir meydanı ve ordan dağılan sokaklarda her zamanki gibi mağazalar ve dondurmacılar. Burada tavsiyem bus turistico ile şehri dolaşmanız hem zamandan kazanırsınız hem rahat olur.  Limanı hayal kırıklığına uğrattı ve hemen yanındaki sahili de. Dolayısıyla bence Sorrento gidip görülmeli ama sonra diğer kasabalara geçmeli. Hatta yol üzerindeki; Maiori , Minori ve Vietri sul Mare de görülmesi gereken küçük ve sempatik kasabalardan. Hem çok daha az turist var yollarında.

Sorrento Plajı
Pompei'ye gelince büyük olduğunu biliyordum ama bu kadarını tahmin etmiyordum. Vaktim az olduğu için inanılmaz hızlı bir şekilde yürüdüm hiç oyalanmadım . Buna rağmen üç saatimi aldı. Görmediğim köşelerde kalmıştır. Taştan yapılmış bilinen en eski amfitiyatro bu şehirde ve gayet ihtişamlı görünüyor.Pazarı,yerleri mozaik kaplı ve duvarları fresklerle boyalı büyük evler (tabii ki zenginlere ait olanlar), devasa hamamlar, tiyatrolarıyla klasik bir Roma şehri ve inanılmaz güzel. Kentin hemen arkasında denizi ve diğer tarafta da 1280 metre yükselikte olan Vezüv dağını görüyorsunuz. O kadar yakin ki,bu kentlerin tamamının lavlar altında kalmasına şaşıramıyorsunuz.


Pompei Antik Kenti
Vezüv Yanardağı

Bu muhteşem şehri görmek için bence en az yarım gün şart. Ören yerinin içinde kafeterya ve tuvaletler var. Dolayısı ile vaktiniz varsa uzun uzun gezebilirsiniz.Sadece yazın giderseniz gercekten şapka alın.Çünkü hem aşırı sıcak hem de gölge yok...Bir de bu şehri tam olarak özümsemek için Napoli Arkeoloji Müzesini de programa eklemeli. Tabi eğer tarihe ve arkeolojiye ilginiz varsa.
Özetle biraz tarih,biraz doğa,biraz güzel yemek ve şarap istiyorsa canınız, bu bölge tam aradığınız özelliklere sahip. İyi tatiller.



Capri







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder